Son Dakika: Cumhur İttifakı Resmen Sona Erdi!

Bahçeli’nin açıklamalarından satırbaşları;

İçinden geçtiğimiz belki de içinde kontrolsüzce sürüklendiğimiz bugünkü zamanlarda, insanlık 4. endüstri dönemini yaşamaktadır.

Süper akıllı toplum aşamasına geçilse de muhatap kalınan sorunlar azalmamış bilakis artmıştır.

İhanet taltif görürken sadakat telin edilmektedir.

Bugün İslam toplumları akıl, ahlak ve merhametten uzaklaşarak kahredici bir yozlaşmanın pençesine düşmüşlerdir. Empati ve erdem damarları kurumuştur.

KAŞIKÇI CİNAYETİ

Günlerdir Cemal Kaşıkçı’yı konuşuyoruz. Dünya gündemine oturan bu meseleyle ilgili yorumları, spekülatif haberleri duyuyoruz. Başkonsolosluğa giren ve kendisinden haber alınamayan Kaşıkçı, uluslararası krize dönüşmüştür. S. A. yönetimi 18 gün sonra dikkat çeken bir açıklama yapmıştır. Kaşıkçı, bir arbede sonucu hayatını kaybetmiştir. Kaşıkçı’nın başkonsoloslukta boğulduğu, Riyad’dan gelen adli tıp uzmanı tarafından parçalara ayrıldığı güçlü şekilde ileri sürülmüştür. Karşımızda bir cinayet vardır. Oklar veliaht prensi işaret etmektedir. Cinayetin tüm yönleri açıklığa kavuşturulacaktır, temennimiz de budur. Cumhurbaşkanı’nın bugünkü açıklaması da kafa karışıklıklarını telafi edecektir.

Bizim için muamma ilişki ağları ve cevaplanması gereken sorular vardır. Evlilik belgesi için Kaşıkçı’nın İstanbul’a yönlendirilmesi hangi karanlık akla hizmet etmektedir. Suç mahali olarak neden İstanbul seçilmiştir? Bu şahıs gerçekte kimdir? Veliaht Prens Selman cinayetin neresindedir? Başkonsolos tıpkı papaz gibi elini kolunu sallayarak nasıl ülkesine dönebilmiştir? Kaçması ve bunun da seyredilmesi yanlıştır, skandaldır.

Katillerin, azmettiricilerin, Türkiye üzerindeki hesapların netlik kazanması mecburiyettir. Kim dost, kim düşman bilelim. Kim kiminle düşüp kalkıyor berrak şekilde öğrenelim.

“NE SÖYLEDİYSEK ARKASINDAYIZ”

Verdiğimiz sözü unutmayız, umutları yeşertip sonradan da solmasına göz yumamayız; tutarlıyız. Ne söylediysek arkasında dururuz, neyi teklif ettiysek arkasında dururuz. Başımızı öne eğecek, yüzümüzü kara çıkaracak, kimyamızı bozacak hiçbir ilişki ağının içinde olmadık, olmaya da merakımız yoktur.

TBMM’ye sunduğumuz kanun teklifi mana ve muhtevası olarak af değildir. Bazı suçlardan indirimle ilgili kanun teklifidir. Toplam 7 maddeden oluşmaktadır. Şartlı indirim yapılmasını, cezası kalmayan hükümlü ve tutukluların salıverilmesini teklif ettik. Kanun teklifimizin 3. maddesinde hangi suçları istisna tuttuğumuz gayet açık ve aşikardır. Yanındayız, arkasındayız. Seçim beyannamemizde ne dediysek onu seslendiriyoruz. Gevşeme yok, vazgeçme yok, geri dönüş yok.

Bu teklifi cezaevleri boşalsın diye vermedik. Kanayan, kangrene dönmesi an meselesi olan bir yaraya parmak bastık. Cezaevi şartlarını gündeme taşıdık. Muhtemel kalkışma ve çatışmalara dikkat çektik. Risk ve tehlikelere vurgu yaptık. Çok şey mi istedik? Konuşmayalım mı, düşünmeyelim mi, kaygılanmayalım mı, görüşlerimizi dile getirmeyelim mi?

-Ne diyor vatan şairimiz:

Yumuşak başlı isem, kim dedi uysal koyunum?
Kesilir belki, fakat çekmeye gelmez boyunum!
Kanayan bir yara gördüm mü yanar ta ciğerim,
Onu dindirmek için kamçı yerim, çifte yerim!
Adam aldırmada geç git! , diyemem aldırırım.
Çiğnerim, çiğnenirim, hakkı tutar kaldırırım!Ya ne dediğimizi anlamıyorlar, ya da safa yatıp havayı bulandırıyorlar. Sürekli itiraz ve tepki gösterenler; KHK ile 1 Temmuz 2016’da denetimli serbestlik ve infaz sisteminin kanunlaştığından haberdarlar mıdır?

671 sayılı KHK cezaevlerini boşaltmak için mi yayınlandı? Bizim teklifimizi sulandırıp, cezaevlerini boşaltmaya çalıştığımızı doğrudan değilse bile dolaylı ima etmek haksızlıktır, günahımıza girmektir.

Diyorlar ki uyuşturucu kullananlar salıverilecek. Bu temele indirmek, bu eksene sabitlemek tamiri olmayan vicdansızlıktır. Samanlıkta iğne aramaya gerek yoktur. Uyuşturucudan içeri olanlar ıslah olduysa, merhamet istiyorsa duymayalım mı? Bunlar insan değil mi, fırınlara atıp yakalım mı, katarlara doldurup sürgüne mi yollayalım?

Uyuşturucu en hassas olduğumuz sorunlardan birisidir. Ülkücü hareketi bu konuda tartışmaya açmak kimsenin harcı değildir. Hakikat haysiyettir, ikisinden de ödün vermeyiz. Uyuşturucuyla MHP’nin adını yan yana getirmek cehalet değilse cinayettir. Bunları geçtik de uyuşturucu baronlarını konuşan yoktur! Trafiği yönlendiren şerefsizlerin hatırlı ve arkası olan müsveddelerin üstüne giden yoktur. Ne isteniyor garibanlardan, kader mahkumlarından! Gün yüzüne çıkmak onların hakkı değil mi?

Hadi baronların yakasından tutalım! Bu konuda sorumluluk almayan bin defa namert olsun. Biz teklifimizi sunduk. Söz ve karar sırası TBMM’nindir. AK Parti’nin milletvekilleri başta olmak üzere ister kabul ederler, ister reddederler. Kararlarına saygı duyarız ancak MHP asla taviz vermeyecek, ilk gün ne söylediyse aynısını cesaretle dile getirecektir.

CUMHUR İTTİFAKINI BİTİREN AÇIKLAMA:
“ARTIK HERHANGİ BİR İTTİFAK NİYETİMİZ KALMAMIŞTIR”

Oyun bozanlık yapmıyoruz, tekere çomak sokmuyoruz, pişmiş aşa su katmıyoruz.Kendi göbek bağımızı kendimiz kesmeye hazırız. İttifak, yok sayılması, tez ve önermelerinin görmezden gelinmesiyle ayakta kalmayacaktır. Diğer tarafın üstten bakması, parmak sallamasıyla yaşamayacaktır. Pozisyon hatırlatması, çatladı-.atlıyor ihbarlarıyla, şartların kollanmasıyla varlığını idame ettiremeyecektir. Dürüstlük olmadan eşitler arası ilişki sürmeyecektir. Bazıları sevinç taklaları atabilirler. Tartışmalara son vermenin vakti yoktur. Bu kronik süreci uzatmanın alemi yoktur. Herhangi bir ittifak beklentimiz, arayışımız, niyetimiz artık kalmamıştır.

Biz başkasına benzemeyiz MHP’yiz. İşin tadı kaçtığından zoraki görüşmelerle bir yere varmanın imkanı yoktur. Oyalanmaya, milleti aldatmaya, umutlarla oynamaya lüzum yoktur. Kendi yolumuzu sadece kendimiz çizeceğiz. Yerel seçimlere kendi adaylarımızla, kendi amblemimizle katılıp Türkiye’nin her seçim bölgesinde demokratik mücadelemizi yapacağız.

Bizi buradan gönderecek henüz kundağa düşmemiştir.

Bizim kimsenin kökeni ve mezhebini öne çıkaran bir zihniyete sıcak bakmamız mümkün olmamıştır. Millet kavramı birleştirici ve bütünleştirici bir işlev görmüştür.

AKP’NİN ANDIMIZ TEPKİSİNE ÇOK SERT SÖZLERLE CEVAP

Elbette Türküz, Türkçüyüz. Andımız Türk milletinin ruh kökünden doğmuş, gelecek kuşakları aynı heves ve hedef etrafında buluşturmayı esas almıştır. Danıştay, çözülme sürecinin kötü bir hatırasını söküp atmıştır.

Diyorlar ki, Danıştay anaysa ve yasalara karşı karar vermiştir. Bu nasıl bir şuur kaybıdır? Diyorlar ki, yargı denetimi idari eylem ve işlemin hukuka uygunluğuyla sınırlıdır. Neymiş Danıştay hukuka uygunluk denetiminin sınırlarını aşmış. Bunların hepsi zırvadır, uydurmadır, temelsizdir. Papaz kararına ses çıkaramayanlar andımızın okunacağını duyunca ayağa kalkmışlardır. Bu tespiti yapanların milli kimlikten ne anladıkları şaibelidir.

Bize kırmızı çizgi hatırlatması yapan gafiller unutmasınlar ki, MHP’nin kırmızı çizgisi Türklüğün varlığı ve bekasıdır. Türkçülüğe karşı çıkıp Kürtçülüğü özendirenler kime ne anlatıyorlar. Biz doğarken varlığımızı Türk varlığına adadık. Atsız der ki, milliyetçilik milliyeti olmayanlar için faşizmdir. Eğer Türk olmanın bir bedeli varsa, eğer faturası olacaksa can feda olsun. Seve seve öder, sonuçlarına katlanırız.

Türklükle İslam’ı karşı karşıya getirmek vatana ve millete ihanettir.

2. Abdülhamit Oğuz soyudur. Türk’tür, Türk milletinin iftiharıdır. Gazi Atatürk Türk’tür. Türk milletinin gür ve güçlü kahraman sesidir. Türk milleti bu büyüklerimiz sayesinde var olmuştur.

Giriş Yap

Gerçekçi Haber ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!