Son Dakika! Cumhurbaşkanı Erdoğan: Diyarbakır Cezaevi’ni boşaltıyoruz, kültür merkezi olarak hizmete sunacağız

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Bismil Ovası Tarımsal Sulama Tesisleri, Diyarbakır Tekstil OSB 30 Fabrika, 4. Otosanayi Sitesi ve yapımı tamamlanan diğer projelerin açılışını gerçekleştiriyor. Diyarbakır Cezaevi’yle ilgili müjdeyi veren Erdoğan, “Sizlere müjde vermek istiyorum. Diyarbakır Cezaevi’ni boşaltıyor ve kültür merkezi olarak hizmete sunuyoruz. Adalet Bakanlığı gerekli hazırlığı yapıyor. Şehrimize hayırlı olsun” ifadelerini kullandı.

Erdoğan’ın açıklamalarından satır başları;

DİYARBAKIR ANNELERİ

Bugün Diyarbakır’ı bir başka görüyorum. Diyarbakır çok çok coşkulu. İki gözüm Diyarbakır’ın tüm ilçe, mahalle, hanelerindeki kardeşlerime sevgilerimi gönderiyorum. Toprakları üzerinde 10 peygamberin 500 sahabenin mezarı olan bu şehri, Selahaddin Eyyübi’nin feyz aldığı bu şehri, Haçlı ordularını defalarca bozguna uğratan Sultan Kılıçarslan’ın meftun olduğu bu şehri, sanatçı, edebiyatçılara ev sahipliği yapan bu şehri, ezelden beri bizim olan bu şehri tüm kalbimle selamlıyorum. Kurşunlu Cami bu şehrin hizmetkarının da hasmının da kim olduğunun şahididir. Sizler Kurşunlu Cami’ni tahrip edenlerin kimler olduğunu iyi biliyorsunuz. Diyarbakır Anneleri’nin yüreklerini kimlerin yaktığını da gayet iyi biliyorsunuz. Başkalarının evlatlarını dağa gönderenleri, kendi evlatlarını yurt dışında nasıl yaşattıklarını da iyi biliyorsunuz. Diyarbakır, barış, huzur ve refah şehri olmuştur. Türkiye’nin ilk 5 sanayi şehrinden biri Diyarbakır’dı.Karabasan gibi, bölgenin özellikle Kürt kardeşlerimin üzerine terör laneti çöktü. Terör Diyarbakır’ı sefalete, yoksulluğa, işsizliğe mahkum etti. Güzelim Diyarbakır’ı perişan ettiler. AK Parti’yi kurduğumuzda buraya geldik. İktidara geldiğimizde ne istiyorsunuz diye sordum. Bize sadece OHAL’i kaldırın yeter dendi. Hükümete gelince ilk iş olarak OHAL’i kaldırdık mı? Söz verdik sözümüzü yerine getirdik.

“ASIRLIK MESELELERİN ÇÖZÜMÜNE YÖNELDİK”

Şimdi bir geriye dönüp 20 yıllık muhasebeyi yapalım. Diyarbakır’da 2005 yılında size ne demişsek dün nedediysek oradaydık, bugün de yarın da aynı yerde olacağız. Barış, kardeşlik, çözüm, adalet, hak, özgürlük, demokrasi dedik. Biz ret, inkar, asimilasyon politikalarını ortadan kaldırıp hak anlayışıyla asırlık meselelerin çözümüne yöneldik. Terörü destekleyenler sırtını size değil de PKK’ya terör örgütüne dayayanlar ne yaptı?

“KÜRT KANINI EN ÇOK PKK DÖKMEDİ Mİ?”

Gelin bugün açıkça bunları konuşalım. Bozuk plak gibi sürekli, barış, demokrasi, kardeşlik diyenlerin maskelerini hep beraber indirmeye var mıyız? Eş genel başkanı AK Parti kadınların başına gelmiş en büyük felakettir demiş. Asıl KCK, PKK, PYD, HDP’siyle hep birlikte benim Kürt kardeşlerimin kanını iliğini sömüren bu çete son 1000 yıldır bu milletin başına gelmiş en büyük müsibettir. Lafa gelince barış derler. Kardeşlik derler. 40 yılda öldürdükleri, dağa çıkarttıkları 50 bin Kürt kardeşimin kanına giren bunlar değil mi? Kürt kanını en çok PKK dökmedi mi? Köylerin boşalmasına, kentlerin çökmesine, sanayi ve ticaretin bitmesine, işindeki gücündeki insanların sefalete sürüklenmesine neden olan bunlar değil mi?

“EKONOMİMİZE KURULAN TUZAKLARI HATIRLAYIN”

Hangi demokraside yatırım, hizmet için gönderdiği ödenekler yollara mayın döşemek için kullanılır? Merkezi yönetimin verdiği araçlar hendek, çukur kazmak için kullanılır? Hangi demokraside ülke aleyhine her girişime destek veren anlayış olur. Bunlar demokrasi istismarcısıdır. Demokrasi ve özgürlükler konusunda pek çok mücadeleye girdik. Terör örgütlerinin ülkemizin üzerine salınmasını hatırlayın. Ülkeyi istikrarsızlık batağına sürüklemek için yapılanları hatırlayın. Ekonomimize kurulan tuzakları hatırlayın. 15 Temmuz’u hatırlayın.

Bunlar o dönemlerde ne yapıyorlardı? Sizlerin karşısında kim varsa onlarla birlikte yol yürüyorlardı. Hukuk, ekonomi reformlarımızda aynı çizgide yolumuza devam ediyoruz.

HDP’si, PKK’sı bir metne göre hareket eder. Ellerine fırsat geçerse metinde açıkça söylüyorlar. Bu devirde geçerliliği olabilir mi? Uzun vadede aile ve mülkiyeti de ortadan kaldıracaklarını söylüyorlar. Bunlar 1980 öncesi marjinal ideolojilerin söylemleri. Dünyada bu yaklaşım kaldı mı diye baktığımızda Kuzey Kore, Kandil ve Kobani’de kaldığını görüyoruz. Bu istismarcılar sürekli Kobani diyor ya, gidin bakın Kürt kardeşlerimize neler çektiriyorlar.

“BUNLARDA NE EDEP NE NAMUS VAR”

13 yaşındaki Kürt kızlarımızı dağa kaçıranlar bunlar değil mi? Bunlar hangi edepten bahsediyorlar, hangi namustan bahsediyorlar. Bunlarda ne edep var ne namus var. Bunlar kirli. Kobani’den kaçan kardeşlerimizden önemli bir kısmı ülkemizde yaşıyor. Biz bunların ciğerini biliyoruz. Neler yaşadığımızın şahidi sizlersiniz.

Çözüm sürecini niye başlattık, anneler ağlamasın, akan kan dursun, her inançtan insanıyla kardeş olsun dedik.

Giriş Yap

Gerçekçi Haber ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!