Kemal Kılıçdaroğlu 90 gün sonra CHP Grup Toplantısı’nda!

Koronavirüs salgını nedeniyle 90 gündür TBMM’de toplanamayan CHP Grubu, Kemal Kılıçdaroğlu başkanlığında bir araya geldi. Kılıçdaroğlu, üç ismin milletvekilliklerinin düşürülmesinden, iki gazetecinin casusluk iddiasıyla tutuklanmasına kadar ülke gündemiyle ilgili dikkat çeken ifadeler kullandı.

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, gazeteciler İsmail Dükel ve Müyesser Yıldız’ın gözaltına alınmasına tepki göstererek, “Ne yaptı bu gazeteciler? peşinde koşuyorlar. Bunlar casusluk yapacakmış. Bu kadar da ayağa düşürmeyin casusluğu ya.” dedi.

Enis Berberoğlu’nun vekilliğinin düşürülmesiyle ilgili tepki gösteren CHP lideri, “Bunlar terörist diyordun, teröristin bildiği olay ne zamandan beri devlet sırrı olmaya başladı? Enis beyle ilgili böyle bir iddia var ama hiçbir belge yok” diye konuştu.

Kılıçdaroğlu’nun konuşmasından satır başları şöyle:

Biz ülkemizde; nasıl huzura erişeceğiz? Ülkede özgür gazeteciler varsa, kalemini satmayan, vatandaşın derdini özgürce dile getiren gazeteciler varsa, özgürlükler varsa huzura öyle erişeceğiz.

MÜYESSER YILDIZ’A SU VERMİYORLAR

Özgür gazeteciler bizi bilgilendirmek istiyorlar, zor koşullarda görev yapıyorlar. Ama bir sabah bir haber geliyor, iki gazeteci sabahın köründe gözaltına alınıyor. İsmail Dükel, Müyesser Yıldız. Su vermiyorlar su! Müyesser Hanım’a su verilmiyor.

Sevgili vatandaşlarım. Eğer bu memlekette bir casus aranıyorsa, bu memlekette devletin sırlarını peşkeş çekenler aranıyorsa o da Kozmik Oda’yı açanlardır.

DARBE DÖNEMİNDE YAŞADIĞIMIZ OLAYLAR

Üç milletvekili arkadaşlarımızın milletvekillikleri düşürüldü, bunlar darbe döneminde yaşadığımız olaylar. Yapılan yanlıştır. Anayasaya aykırıdır. Kendilerinin yaptığı bu anayasaya bile aykırıdır.

“ENİS BEYLE İLGİLİ BÖYLE BİR İDDİA VAR AMA HİÇBİR BELGE YOK”

MİT TIR’ları devletin sırları mıydı? Bütün dünyanın bildiği bir gerçek. Tutanakları orada görevli hakimler ve savcılar tuttu. Peki, bu hakim ve savcılar nerede şimdi? Terör örgütü üyesi olmaktan içeride. Bütün vatandaşlarıma sesleniyorum. Terör örgütünün bildiği, terör örgütünün tutanak tuttuğu bir olay nasıl olur da devlet sırrı olur? Bunlar terörist diyordun, teröristin bildiği olay ne zamandan beri devlet sırrı olmaya başladı? Enis beyle ilgili böyle bir iddia var ama hiçbir belge yok. Baskı yapacaklar biliyorum ama iktidar olanlar şunu unutmasınlar; hiçbir baskı karşısında hiçbir Cumhuriyet Halk Partili boyun eğmez, nokta. Enis beyi milletin vicdanına havale ediyoruz. Milletin verdiği hakkı elinden alıyorsun.

Şimdi kafa kafaya vermişler seçim kanununu nasıl değiştiririz diye düşünüyorlar. Nasıl değiştirirseniz değiştirin, siz gidicisiniz arkadaş…

KORONAVİRÜS SALGINI

Kovid-19 salgınında virüs kimsenin kimliğine bakmıyor. Dünyanın ortak sorunu haline geldi ve dünya ortak bir mücadeleyi geliştirmek istiyor. Bilim Kurulu’nun aldığı kararlara vatandaş olarak hepimiz uyalım, uymaya da devam edelim. İnsan hayatı kadar değerli bir şey yoktur.

“APARTMAN GÖREVLİLERİ İLE İLGİLİ ÖZEL ÇALIŞMALARIMIZ VAR”

Bu süreçte apartman görevlileri var. Bütün apartman görevlilerine şükran borçluyum. Apartman görevlileri ile ilgili çok özel çalışmalarımız var, o çalışmalarımızı önümüzdeki süreçte belediye başkanları ile beraber hayata geçireceğiz. Kuryeler var, güvenlik görevlileri var. Zor koşullarda görev yaptılar. En büyük teşekkürümüz ise sağlık çalışanlarına. Eczacıları da buna dahil ediyorum. Bugün Avrupa’nın en güçlü sağlık ordusu bizde. En parlak beyinlerimiz tıp fakültelerine giderler. Hepsine şükran borçluyuz. Bazıları virüs kaptı, hayatlarını kaybettiler. Bizlerin sade birer vatandaş olarak gittiğimiz sağlık çalışanlarının tümüne yürekten şükranlarımızı sunuyoruz ve onları tekrar yürekten alkışlıyoruz. Dilek hemşireyi unutmadım. Virüs kapıyorsunuz, doğum yapıyorsunuz, çocuğunuzu kucağınıza almadan hayata veda ediyorsunuz.

SAĞLIK ÇALIŞANLARINA EK ÖDEMELERLE İLGİLİ ELEŞTİRİ

Hastaları ilk karşılayan tıbbi sekretere verilmedi, güvenlik görevlilerine, sağlık işçilerine, temizlik yapan işçilere verilmedi. Hastaların yemeğini hazırlayan aşçılara verilmedi. En yoğun çalışılan radyoloji bölümüydü, verilmedi. Bu zamanda ayrımcılık yaparsan, sen devleti iyi yönetemiyorsun anlamına gelir.

“DEDİK Kİ; EKONOMİK SOSYAL KONSEYİ TOPLA”

Hükümete hangi tavsiyelerde bulunduk? Büyük bir iyi niyetle dedik ki, ekonomik sosyal konseyi topla. Ekonomik açıdan, sosyal açıdan ne yapılacak buna karar verilmesi lazım. Çağıracaksın, işçisi, memuru, emeklisi, çiftçisi, sanayicisi, işvereni, Türk Tabipler Birliği orada olacak. Yani etkileyecek bütün tarafları çağırırsın. Hükümetsin sen. Biz yüz binlerce iş yerini kapatacağız, milyonlarca insan işsiz kalacak, ne yapalım, nasıl beraber çıkarız, bunun görüşülmesi lazım. Ziraat Odası Başkanı çiftçilerin görüşlerini aktaracak, sen de oturursun kendine göre bir çözüm üretirsin. On binlerce kantin kapandı, berberler, kahveler kapandı. Sosyal devlet olarak biz bu önlemleri aldığımızda ortaya çıkan sorunları nasıl çözeriz, bana anlatın diyecektin. Bunu yap dedik, ben bunu yapmam dedi.

“SİCİL AFFI ÇIKARALIM DEDİK”

Bankalar, esnafı, sanayiciyi, turizmciyi kara listeye almış. Gelin sicil affı çıkaralım dedik. Sen para vermiyorsun, bari borçla ver dedik, yapmadılar. Biz söyledik ya çünkü. Süratle bir kamuda israfı önleme genelgesi çıkarın dedik. İsrafın önünü alsak sizden vergi almamıza gerek kalmaz diyor Bülent Arınç. Doğru söylüyor. Devlette israf önlensin demek, vatandaşla devlet arasında güven sağlansın demektir. Bunu önerdik, bu da olmadı.

YENİ BÜTÇE ÇAĞRISI

Şimdi yeni bir süreç başladı, üretim tercihi değişti. Yüz binlerce iş yeri kapanacak. Yeni bir bütçe yapmamız lazım. Devletin de gelirleri azalacak. Parlamento olarak biz Kovid-19 sürecini biz sosyal devleti de ayağa kaldırarak nasıl yapabiliriz? Yeni bir bütçe getir, yeni getiremiyorsan ek bütçe getir. Yeni bir orta vadeli program getir dedik. Neden bütçe istedik? 2020’de Türkiye yüzde 5 büyüyecek dediler. Gerçekleşen ne olacak, Numan Kurtulmuş açıkladı. Eksi 4.5 küçüleceğiz dedi. Demek ki bu bütçe baştan yok oldu. İşsizlik aynı. Düşük göstermişler şimdi zaten patladı gidiyor. Turizm için 34 milyar dolar hedefti. Öyle bir gelirin olmayacağı belli. Bütçe açığı 139 milyar liraydı. İlk 4 ayda bunun yüzde 52’si gerçekleşti.

STOPAJ VERGİSİNİ KALDIRMAK İÇİN KANUN TEKLİFİ

Senin üç aylık kiranı ödeyeceğim demen lazım. Kiralamışsa 3 ayını ben ödeyeceğim diyeceksin. Getirecek kira kontratını ben onun 3 aylık kirasını ödeyeceğim. Kahveciler, pastaneler, berberler günlük yaşar ya. Yaptın mı bunu, yapmadın. Sadece o değil, esnafın başına bela olan bir stopaj vergisi var. Diyor ki devlet, bir miktar vergiyi kesip bana vereceksin. Ben vergi memuru muyum? Ben birisine ödüyorum, alacaksan mal sahibinden al kardeşim. Bunu da kaldıralım dedik. Bu konuda kanun teklifini TBMM’ye CHP verdi. Stopaj vergisini kaldırmak için kim el kaldırmıyorsa kara defterinin bir köşesine yaz.

KREDİLER

Bankalara kredi kartı, tüketici kredisi borcu var. Çalışmıyor, bankalar bana ödeyeceksin diyor. Sosyal devletin meraklanmayın demesi lazımdı. Bankalar Birliğini çağırıp 1 yıl yapılandırın, faizi de ben ödeyeceğim diyecekti. Devlet dediğiniz kurum budur. Vatandaşın sorununu çözen devlet, sosyal devlettir. Gerçi Halk Bankası’ndan kredi yapılandırması yaptılar ama Halk Bankası’ndan kredi alanların sayısı 567 bin. 1 milyon 753 bin esnaf sayısı var ama.

İşsizlik fonunda 131 milyar lira para birikti. Çalışanların banka kredi kartı, tüketici kredi borçlarının faizlerini ödemeye yeter. Fazla bile artar.

Konaklama vergisi getirmişler. Turist gelmiyor zaten. Önce bir turist gelsin, ondan sonra versin bunu. En azından MTV almak dedik.

Akşam olunca özellikle hanımlar diziler izlerler. Diziler bizim akşam hayatımızın önemli bir parçasıdır. Peki, o diziler nasıl çekiliyor, o sanatçılar hangi fedakarlıkta bulunuyorlar? O filmi çeken bir ordu var. Işıkçısı, setçisi, bunların çoğu asgari ücretli ve kayıtsız çalışıyor. Bunların sahibi bile yok.

“BÜTÜN O YOLDU, KÖPRÜYDÜ, HAVAALANIYDI, TAMAMINI DEVLETLEŞTİRECEĞİZ”

Millet İttifakı’nın iktidarında bu haramzadelerin tamamını tasfiye edeceğiz. Milletin sırtına binen, bütün o yoldu, köprüydü, havaalanıydı, tamamını devletleştireceğiz. Osmangazi Köprüsü, Yavuz Sultan Selim Köprüsü ve Marmaray için 6 milyar lira para ödeyeceğiz 2020’de. Devleti soyan rüşvetçiler de bu dönemde köşeyi döndü. Bu süreçte devlet bankalarının sattığı dolar 77 milyar dolar. Bu dolarları kim aldı? Bu tefeciler. 77 milyar dolar.

Bir rüşvet olayı var. Yine söyleyeceğim. Bir toplantı yapılır Antalya Serik’te. Belediyenin sitesinden çıkardığım açıklamasını okuyacağım. Bakan Çavuşoğlu, Turizm Bakanı Ersoy, Vali, AK Parti ve MHP milletvekilleri katılır. Serik’te bir alan var vatandaşlar sadece orada denize girebiliyor orayı nasıl kapatırız onun çalışması var. Turizm Bakanı alanla ilgili 500 bin lira para verildi birilerine diyor. Belediye Başkanı söz aldığında, Çavuşoğlu “daha önceki döneme ait bir döneme ait olaydır” dedi. Turizm Bakanı da “daha önceki döneme ait” dedi. İki Bakan da rüşveti biliyorlar. Bu kadar da açık. Rüşvetin belgesine, olayına, vali, milletvekilleri, bakanlar tanık. Bunu ortaya çıkarmazsanız hepiniz hırsızsınız.

Sosyete damat nereden bilecek işsizlik nerede? Sarayda oturuyor, kalkıyor, faiz diye bir derdi yok. Ay başı diye bir derdi yok. Dünyanın üzerinden kamyon geçerken bize motosiklet çarptı diyeceğiz diyor. Milletin üzerinden TIR geçti TIR sosyete damat.

250 bin doları sana verdiler, sen de gazilere verecektin, nerede para onu da sorun. Tabii Tank Palet’i de sormayı unutmayın. Bütün ülkücü kardeşlerime soruyorum. Vatanseverlik sıradan bir kavram değildir. Vatanını seven ordusuna sahip çıkar. Vatanını seven ordusunun fabrikasını Katar ordusuna peşkeş çektirmez.

GÜNÜN ÖNEMLİ HABERLERİ

Giriş Yap

Gerçekçi Haber ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!