Fenerbahçe Yüksek Divan Kurulu Başkanı Vefa Küçük’ten Nihat Özdemir’e cevap

2010-2011 sezonu ile ilgili yaşanan gelişmelerin ardından Fenerbahçe Yüksek Divan Kurulu Başkanı Vefa Küçük bir açıklama yayımladı.

“AÇIKLAMA BEKLİYORUM”

Küçük, “Sayın Ali Koç da dahil, geçmişte Aziz Yıldırım dahil hiçbirimiz leke sürecek bir kelime sarf edemeyiz. Sayın Özdemir’den açıklama bekliyorum.

Son birkaç gündür Kulübümüzü yakından ilgilendiren Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı Sayın Nihat Özdemir’in talihsiz bir beyanatı üzerine önce Başkan Vekilimiz Sayın Semih Özsoy ve ardından da Kulüp Başkanımız Sayın Ali Koç’un değerlendirmeleri ve TFF Başkanının beyanatına karşı verdiği cevaplar camiamızı bayağı üzdü, infiale sevk etti. Ben bu konuda konuşma ihtiyacı hissettim. Hepinizin bildiği gibi şu anda Yüksek Divan Kurulu Başkanıyım, bu sıfatımla konuyla ilgili konuşmaya ihtiyaç hissettim.

Sayın Nihat Özdemir 1994 yılında Sayın Başkan Ali Şen döneminde benimle birlikte Yönetim Kurulu Üyeliği yaptı. Daha sonra da Aziz Yıldırım Başkanlığı’nda uzun süre Kulübümüzde yöneticilik ve Başkan Vekilliği yaptı. Dolayısıyla hepimiz Fenerbahçeliyiz. Bizlerin üst kimliği Fenerbahçe’dir. Fenerbahçe’den sonraki kimliklerimiz şahıslarımızı ilgilendiren kimliklerimizdir. 2011 yılı 3 Temmuz’unda vukuu bulan talihsiz kumpas ve kumpası takip eden iddialar, o günkü Kulüp Başkanımız Sayın Aziz Yıldırım’ı 1 sene hürriyetinden mahrum edecek şekilde o günün savcıları, emniyet mensupları ve bağlı oldukları meşhur örgüt elemanları Kulübümüzü ele geçirmek için öncelikle Kulüp Başkanımızı ve yöneticilerimizi hedef alan bir eylemde bulundular. O zamanlar Sayın Nihat Özdemir Kulübümüzün Başkan Vekili, Sayın Ali Koç da Asbaşkanı’ydı. Aziz Yıldırım’ın cezaevine gitmesinden sonra da Kulübümüzü Sayın Nihat Özdemir ve Sayın Ali Koç başta olmak üzere o günkü yöneticiler canla başla haksızlığa uğradığımızı, böyle bir şike olayının aslının olmadığı ve bunun bir gün mutlaka ortaya çıkıp bu kumpası kuranların mahcup olacaklarını devamlı beyan ettiler. Bunların en başında da Nihat Özdemir geliyordu. Nihat Özdemir’le beraber aynı saflarda Ali Koç da mücadele edip diğer yöneticiler de onlara destek veriyorlardı.

Aradan geçen 9 sene içerisinde çok şeyler değişti. 2011 yılındaki TFF Başkanı da bir Kulüp üyemiz Sayın Mehmet Ali Aydınlar’dı. Bizim şanssızlığımız, başımıza ne gelmişse federasyonda bizleri temsil eden, Fenerbahçeli olmakla övündükleri ama Fenerbahçe’ye haksızlık yapıldığı zaman bilerek, bilmeyerek, sessiz kalarak veya başka türlü konuşarak cephe alan insanlarla mücadeleyle geçti Fenerbahçe’nin tarihindeki mücadeleler.

Sayın Mehmet Ali Aydınlar da o zamanki şanssız olarak TFF başkanı olmasından dolayı bizim camiamız kendisine çok büyük ithamlarda bulundu. Ama geçen zaman içerisinde görüldü ki esas bu işin failleri ve bu işe sebep olanlar ne federasyon mensupları ne de başkaları değildi. Bilindiği gibi sonradan FETÖ olarak isimlendirilen paralel yapının kumpaslarıydı. Dolayısıyla bu kumpasa karşı ne TFF başkanının gücü yeterdi ne de başka güçlerin bu konuda dahli olabilirdi.

Şimdi geldiğimiz noktada 2011 yılındaki olayın şike mi değil mi konusu spor kamuoyunda ve Türk kamuoyunda çok tartışıldı ama Allah’a şükür ki geldiğimiz bugünlerde şikenin olmadığı, Kulübümüze ve o zamanki Başkan ve yöneticilere yapılan hareketin bir kumpas olduğu, bu kumpası da terör örgütü sempatizanı, mensubu polisler, savcılar ve hakimler tarafından tezgahlandığı ortaya çıktı.

Her zaman şunu söyleriz, ‘En son sözü adalet söyler. Şeriatın kestiği parmak acımaz.’ Şike var mıydı, yok muydu olayları artık Fenerbahçe camiası yönünden hukuki anlamda sona ermiştir. Daha sonra adil yargılama yapan mahkemeler şikenin olmadığını, Aziz Yıldırım’ın, yöneticilerinin ve o gün ismi geçen tüm kişilerin suçsuz olduklarına karar vermiştir. Artık bunun üzerinden tartışma yaratmak ve kişiler, kendi şahsi görüşlerini söylemek durumunda olmamalıdır. Oldukları zaman da bunun cevabı tabii ki camiamızı temsil eden başta Başkanımız ve yöneticilerimizin buna cevap vermesi gerekiyor. Bu verilen cevap bence yeterlidir.

Sayın Nihat Özdemir’in de kendisinin o zaman iddialara, ithamlara, kumpasa karşı verdiği mücadeleye ters düşen bir beyanat vermiş olması lazım birkaç gün önce vermiş olduğu beyanat.

Nihat Özdemir eğer, ‘2011 yılında şike var’ diyorsa, kendisiyle çelişiyor ama ben bu cümleyi farklı yorumluyorum. Kendisinin böyle bir tenakuza düşeceğini tahmin etmiyorum. Bir soru üzerine verdiği cevabı belki ifade ederken yanlış cümleler, yanlış kelimeler kullanmış olabilir ama bunu kalbinden böyle geçirdiğini hiç zannetmiyorum. Geçirse de mühim değil. Neticede bu işin doğrusuna Türk adaleti karar vermiştir ve bu kumpası kuranlar da ilahi adalet onlar yargılanmaktadır. Onların da yargılandığı dava sona gelmiştir. Kulübümüz bu davayı ciddi olarak Aziz Yıldırım döneminde de Ali Koç döneminde de takip etmeye devam etmiştir. Bizim Kulübümüzün böyle bir olayın içinde olmadığı, Başkanımız ve yöneticilerimizin böyle bir eyleme katılmadığı mahkemelerin kararlarıyla sabittir.

Onun dışında rakip kulüplerin, federasyonların, spor kamuoyunun veya Türkiye’deki başka kulüp taraftarlarının bu konuda yorum yapmaları hiç doğru değil ve hiç Fenerbahçe camiasını üzecek olaylar değil. Biz suçsuzluğumuzu baştan beri müdafaa etmiştik ve mahkeme kararıyla da suçsuzluğumuz kanıtlanmıştır. O bakımdan Nihat Özdemir’in sarf ettiği cümleleri açıklaması gerekir. Sayın Semih Özsoy da Sayın Ali Koç da bu beyanatın hangi amaçla verildiğinin açıklanmasını tavsiye edilmesini istemişlerdir. Nihat Özdemir başkandan böyle bir cevap gelmediği için de kendisine karşı bu beyanatlar verilmiştir.

Benim camianın bir büyüğü olarak dileğim Nihat Özdemir’in de bunca hizmetlerine, Fenerbahçe’deki mazisine karşılık üzerinde bir hakkım olduğunu tahmin ettiğim Sayın Özdemir’den de kullandığı cümlelerin, kelimelerin maksadı aştığını veya maksadının ‘bu’ olmayıp ‘şu’ olduğunu ifade etmesini camiamız bekliyor. Kendisinin de böyle bir düzeltme yapmasını, maksadının ne olduğunu açıkça söylemesini temenni ediyorum, bekliyorum. Bunu yaptığı takdirde de camiamızdaki infial suhulete erer ve Fenerbahçe kendi içindeki meselesini kendiliğinden halletmiş olur.

Yoksa bizim TFF ile mücadelemiz yeni değildir. Neredeyse 30 senedir TFF’ye Fenerbahçeli üyelerimiz başkanlık yapmıştır; Sayın Şenes Erzik, Sayın Mehmet Ali Aydınlar ve şimdi de Sayın Nihat Özdemir. Bu arada Fenerbahçeli olmayan federasyon başkanları da kısa devrede oldu. Dolayısıyla bizim Fenerbahçe içindeki meselelerimizi yine biz Fenerbahçeliler olarak çözmemiz lazım. Ben Sayın Özdemir’den böyle bir düzeltme yapmasını bekliyorum, tavsiye ediyorum, rica ediyorum. Bunu yaptığı takdirde camiamızın yatışacağına, suhulete ereceğine inanıyorum. Dolayısıyla Kulübümüzün yüce şahsiyetine kim olursa olsun, ben de dahil, Sayın Ali Koç da dahil, geçmişte Aziz Yıldırım dahil hiçbirimiz leke sürecek bir kelime sarf edemeyiz. Böyle bir itham yaptığımız zaman da Kulübümüz geçmişte olduğu gibi taraftarlarımız, camiamız, üyelerimiz kenetlenir. Bugün de kenetlenmiş durumdayız. Bu kenetlenmenin yanlış anlamadan kaynaklanan bir kenetlenme olduğunu tahmin ediyorum, öyle olmasını ümit ediyorum. Sayın Özdemir’den açıklama bekliyorum. Teşekkür ederim.” ifadelerine yer verildi.

GÜNÜN ÖNEMLİ HABERLERİ

Giriş Yap

Gerçekçi Haber ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!